Etiketler

17 Ocak 2015 Cumartesi

Juan Rulfo - Pedro Paramo

Yazar: Juan Rulfo
Kitap: Pedro Paramo
Orijinal Adı: Pedro Páramo
Çeviren: Tomris Uyar
Yayınevi: Can Yayınları
Basım Yılı: 1983
Sayfa Sayısı: 118
Puanım: ★★★★★★☆☆☆☆

Ankara-İstanbul arası otobüs yolculuğum sırasında okuduğum bu kitabı sevmedim, sevemedim ve beğenemediğim için de kendimden utandım açıkçası. Suçu çeviriye atmak istiyorum ama Tomris Uyar'ın adı daha kapak sayfasından göz kırpıyor, o yüzden bu mazereti bir kenara bırakarak "sanırım okumak için uygun bir zaman değildi" demek istiyorum.

Meksika edebiyatı denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Juan Rulfo, Marquez'in en önemli ilham kaynaklarından biri. Marquez'in deyimiyle ilk dört kitabını yazmasının ardından tıkanan yolunu açan ve başyapıtı Yüzyıllık Yalnızlık'ı ortaya koyabilmesini sağlayan kitap Pedro Paramo. Söylenenlere göre Marquez, Pedro Paramo'yu o kadar çok sevmiş ki, kitabı defalarca kez okuyarak, kitabın sayısız yerini ezberden okuyabilir bir hale gelmiş ve gittiği  yerlerde de bu sevgisini birçok kez sergilemiş. Yüzyıllık Yalnızlık kitabını da okumuş biri olarak şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, eğer Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okuduysanız ve sevdiyseniz, Pedro Paramo'yu da büyük bir ihtimalle beğeneceksiniz çünkü her iki kitap da karakterler, konu, mekan ve keşfedemediğim daha birçok özellik bakımından birbirini andırmakta.

Juan Rulfo, Carlos Fuentes ve Gabriel Garcia Marquez ile birlikte büyülü gerçekçilik akımının Latin Amerika'daki ilk temsilcilerinden, dolayısıyla aynı coğrafyanın bu üç ünlü yazarının kitapları arasında da çok sayıda benzerlik bulunmakta, özellikle de Pedro Paramo ve Yüzyıllık Yalnızlık arasında. Kitapta Juan Preciado adlı karakterin, annesinin ölümünün ardından, onun vasiyeti üzerine, babasını bulmak amacıyla annesinin köyü Comala'ya gitmesi anlatılıyor. Roman boyunca, Preciado'nun ve köydekilerin gözünden annesinin, babasının ve köylülerin, hayaletler eşliğinde, iç içe geçmiş hikayelerini dinliyoruz. Ancak hikaye anlatıcıları o kadar gerçek ki, bu dünyadan ya da diğer dünyadan olup olmadıkları pek anlaşılamıyor. Büyülü gerçekçiliğin başarısı bu olsa gerek. 

Ben Latin Amerika edebiyatına ısınamadığım için, kitabı da pek sevemedim doğrusu. İnternette bu kadar olumlu yorumu dolanırken, kitabı sevemediğim için kendimi sorguladım ama olmayınca olmuyor işte. Fakat, Pedro Paramo ileride kesinlikle tekrar okuyacağım ve bir şans daha vereceğim bir kitap olacak. Dediğim gibi Marquez ve Yüzyıllık Yalnızlık severler mutlaka seveceklerdir bu kitabı.

Beğendiğim Alıntılar:

"Cennetin ne kadar uzak olduğunu biliyorum, ancak kestirme yollar da var." (s. 12)

"Tanrı'nın izniyle ölürsün ama kendi istediğin zaman, onun tasarladığı saatte değil. Ya da ona istediğin bir zamanı tasarlatırsın." (s. 12)

1 yorum:

  1. Merhaba, hatta iyi geceler :)
    Bu kitabı ilk okuduğumda anlamamıştım ve epey sıkıcı bulmuştum. Sonra biraz zaman geçti düşündükçe anlamaya başladım desem inanır mısını?
    Ve kesinlikle iki üç kez okunacak kitaplardan.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil