Etiketler

9 Ocak 2015 Cuma

Eric Faye - Nagazaki

Yazar: Eric Faye
Kitap: Nagazaki
Orijinal Adı: Nagasaki
Çeviren: Nilda Taşköprü
Yayınevi: Sel Yayınları
Basım Yılı: Haziran 2014
Sayfa Sayısı: 88
Puanım: ★★★★★★☆☆☆☆

Yaşanmış bir olaydan yola çıkan bu kısa romanda, 58 yaşında yalnız yaşayan Shimura-san'ın başından geçen garip bir olay anlatılıyor. Monoton bir yaşamı olan meteorolojist Shimura-san, Nagazaki banliyösünde bulunan evindeki nesnelerin kaybolduğunu ve yer değiştirdiğini fark ederek, bunun kaynağını bulmak üzere evinin içine bir kamera yerleştiriyor ve gizemli bir gerçekle karşılaşıyor. Bin-Jip (Boş Ev) filmini izlediyseniz eğer, bu kitapta da filmdekine çok benzeyen bir konu işlenmiş. Daha fazla detay vererek kitabın gizemini bozmak istemem, zaten kısacık bir kitap olduğundan saat bile değil dakikalar içinde bitirebilirsiniz bunu.

Ben kapaktaki renk cümbüşüne ve içinde geçen Nagazaki kelimesine vurularak aldım kitabı çünkü Japonya'da geçen ve konusu ya da içeriği Japon kültürüyle ilgili olan olan her türlü sanat eserini seviyorum. Yazarın kendisi Fransız olmasına rağmen, Japon bireyciliğini ve kültürünü gayet güzel anlatmış. Kitapla ilgili sevmediğim tek şey sonunun çok belirsiz ve havada kalması ve herhangi bir olaya bağlanamadan sona ermesi oldu, biraz daha uzun tutulup karşı tarafın cevabı ya da bakış açısı verilebilirmiş. Yine de, yalnızlık kokan bu tadımlık kitap hoş vakit geçirmek adına okunabilir.

Beğendiğim Alıntılar:

"Aynı kökten gelen bambuların, yeryüzünde dikildikleri yerler birbirlerinden ne kadar uzak olursa olsun, aynı tarihte çiçek açıp, aynı tarihte öldükleri söylenir."  -Pascal Quignard (s. 5)

"Başarılı olanları hiçbir zaman sevmemişimdir. Başardıkları için değil ama başarılarının, körleşmiş bir Ben'in oyuncağı haline geldiği için. Ne pahasına olursa olsun Ben diye düşünmek insanın sonudur." (s. 61)

"Gündüz vakti düşüncelerimizden sürgün edilişlerinin öcünü almaya gelen kovulmuşlara geceleyin gizli bir kapı, ansızın açılıverir. Biz onları savdığımızı zannederken, gece sahnemizde yeniden boy göstermek üzere Truva Atı'ndan inip ortalığı birbirine katmak için saatin on ikiyi vurmasını bekliyorlardır." (s. 64)

"Belleğini yitirenlere ne mutlu, çünkü mazi ıstırap vericidir." (s.78)

"Anlamın ortaya çıkışı kendiliğinden olmamıştır. Anlam denilen şey, insanlar tarafından yaralara merhem niyetine icat edilmiş ve anlam arayışı insanları ele geçirmiş, zihinlerini bulandırmış." (s. 84)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder