Yönetmen: James Foley, Carl Franklin, John David Coles
Oyuncular: Kevin Spacey, Robin Wright, Michael Kelly, Kate Mara, Michael Gill, Mahershala Ali, Kristen Connolly, Corey Stoll
Tür: Dram, Politika
Yayın Yılı: 2013-2015
Bölüm Sayısı: 26
Puanım: ★★★★★★★★★★
Bu diziyi nasıl tanımlayabilirim bilmiyorum. Harika, muhteşem, süper, olağanüstü gibi kelimeler anlatmam için yetersiz kalıyor sanki. Konusunun politika olması nedeniyle birkaç hafta öncesine kadar burun kıvırıp izlemek istemediğim dizinin ilk bölümünü ısrar üzerine izlememle birlikte fikirlerim 360 derecelik bir dönüşüme uğradı ve çok kısa bir süre içerisinde iki sezonun tamamını yedim yuttum. Şimdiyse 25 Şubatta başlayacak olan üçüncü sezonu iple çekmekteyim.
Kevin Spacey ve Robin Wright'in başrollerini paylaşarak bir karı kocayı canlandırdığı politik kurgu türündeki House of Cards, kelimenin tam anlamıyla Beyaz Saray'ın kurtlar sofrasını anlatıyor. Hırslı bir politikacı olan Frank Underwood'un (Kevin Spacey), karısının (Robin Wright) ve çevresindekilerin de yardımıyla adım adım zirveye ulaşmasının hikayesini izliyoruz. "Zafere giden her yol mübahtır" mottosundan yola çıkan Frank Underwood, ihanet, entrika, gizli antlaşmalar, ikili oyunlar, cinayet gibi binbir çeşit yönteme başvurarak etrafındakilerin üzerlerine basa basa yukarılara tırmanıyor. Tam bir lider olan ve insanları yönetmeyi çok iyi bilen Frank Underwood karakterinden öğrenilecek çok şey var aslında. Çoğu zaman Machiavelli'nin Prens kitabında çizdiği hükümdar portesini yansıtıyor Frank, sanki oradan fırlamış acımasız bir prens gibi.
Bu diziyi izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Benim gibi elinizin tersiyle iterseniz çok şey kaçıracağınız, bu güzel oyunculardan ve kurgudan mahrum kalacağınız bir dizi olacak çünkü. "Politaka mı? Çok sıkıcı olur bu." deyip geçmeden sadece birinci bölümün ilk sahnesini izlemenizin, düşüncenizi %100 değiştireceğine eminim. Kısacası, izleyin diyorum.
Beğendiğim Frank Underwood Alıntıları:
"If you don't like how the table is set, turn over the table."
"Power is a lot like real estate. It's all about location, location, location. The closer to the source, the higher your property value."
"Forward, that is the battle-cry. Leave ideology to the arm-chair generals, it does me no good."
"I must not lose my resolve. I will march forward even if I have to do so alone."
"It only takes ten seconds to crush a man's ambitions."
"I pray to myself, for myself."
Bu Diziden Ne Öğrendim?
-İnsanları yönetebilirsen, etrafındaki minik dünyanın lideri olabilirsin. Frank Underwood kadar başarılıysan daha iyisini yapıp ülke yönetebilirsin.
-Hitabet sanatı gerçekten önemli bir meziyet.
-Çok klişe olacak ama başarılı olmak için asla vazgeçmemek, kendine inanmak, güvenmek, çalışmak, plan yapmak ve gerektiği yerde bencil davranabilmek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder