Etiketler

7 Ocak 2015 Çarşamba

Deux Jours, Une Nuit

Türkçe Adı: İki Gün ve Bir Gece
Ülke: BelçikaFransa, İtalya
Yönetmen:  Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne
Senaryo: Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne
Oyuncular: Marion Cotillard, Fabrizio Rongione, Catherine Salée
Tür: Dram
Yıl: 2014
Puanım: ★★★★★★★★☆☆

Dardenne kardeşlerin izlediğim bu ilk filmi, "neden filmlerini daha önce hiç izlememişim?" diye kendi kendime hayıflanmama ve filmlerinin hepsini izleme listeme elememe neden oldu. Yavaş ilerlemesine rağmen, izleyiciyi hiç sıkmadan devam eden film, Marion Cotillard'ın başarılı performansıyla göz dolduruyor.  Zaten bu filmle birlikte birçok ödüle aday olmuş ve çoğunu da kazanmış. Filmin kendisinin de Oscar ve Cannes Film Festivali başta olmak üzere birçok festivalde çeşitli dallarda adaylığı bulunuyor. Film, Belçika tarafından 14 Eylül'de "En İyi Yabancı Film" dalında Oscar Ödülü'ne aday gösterilmiş. Listeye girip giremeyeceğini, 15 Ocak'ta açıklanacak olan Oscar adaylıklarıyla birlikte göreceğiz.

Filmin merkezinde, Cotillard'ın canlandırdığı, çalışmakta olduğu iş yerinden kovulma tehlikesi yaşayan, psikolojik bir hastalıktan yeni kalkmış, ruh hali fazlasıyla bozuk, evli ve iki çocuk annesi bir kadın olan Sandra'nın hikayesi anlatılıyor. Hastalığı nedeniyle ara verdiği işine devam etmeyi beklerken, patronunun iş arkadaşlarına yaptığı teklif, kendisini ve ailesini çok zor durumda bırakıyor. Yapılacak bir oylama sonucunda iş arkadaşları ya Sandra'nın işine devam etmesi yönünde oy kullanacaklar ya da patronlarının önerdiği €1000'luk ikramiyeyi kabul edeceklerdir. Kaderi iş arkadaşlarının elinde olan Sandra, oylamadan önceki iki gün ve bir gecelik sürede tek tek bütün iş arkadaşlarının evlerine giderek onlardan işine devam etmesi yönünde oy kullanmalarını isteyecektir.

İki Gün Bir Gece filminde, gelir düzeyi düşük, işçi sınıfı Belçikalı ailelerin hayatlarından bir kesit anlatıldığı gibi, kapitalist düzenin saçma sapan yaptırımları da gözler önüne seriliyor. Okumakta olduğum Paul Lafargue'nin Tembellik Hakkı kitabını filmle fazlasıyla bağdaştırdım. Kitaptaki şu söz, filmdeki karakterlerin durumunu sorgulamama neden oldu:

"Her bireysel ve toplumsal sefalet çalışma tutkusundan kaynaklanmaktadır."

Filmde, Sandra'nın patronu onun yokluğunda kalan 16 iş arkadaşının da rahatlıkla çalışabildiğini savunmakta, iş arkadaşları da her gün fazladan 3 saat mesai yapmaktan ve alacakları ikramiye için sürekli bu şekilde çalışmaktan gocunmamaktalar. Sandra'nın işine devam etmesini isteyenler olduğu gibi, onu alacakları bonus ikramiyenin önündeki engel olarak görenler de bulunmaktadır. Sandra'nın iş arkadaşlarının çoğunun bir taraftan vicdan hesaplaşmaları yaşadığını, bir yandan da ailelerinin ekonomik durumunu düşünmek zorunda kaldıklarını görüyoruz. İşte filmin güzelliği bu iki arada bir derede kalmış karakterleri basit ve gerçekçi hikaye ile yansıtmasında; hem de depresif, kendini ve etrafındakileri değiştirebileceğine inancı olmayan bir kadının tekrar ayağa kalkmasını başarılı bir şekilde anlatmasında yatıyor. Görüştüğü her kişinin Sandra üzerinde yarattığı psikolojik etkileri ve karakterinin değişken halini Marion Cotillard harika bir şekilde ortaya koymuş. İzlenmesi gereken filmlerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder